INFERNO KANTO 19
SİMONİYAKLAR
Ey Simon Magus ve takipçileri! Kutsalı alıp, satıyorsunuz.
Doğruluk timsali geline (kiliseye) ait
olması gerekenleri...
Şimdi, sizin için çalacak adalet trompetleri. Bu çukuru hakkettiniz!
Tam ortadaki mezarlığa gelmiştik. Tanrım, ne kadar da güzel hükmediyorsun!
Hem dünyada, hem Cennet’te, hem de bu perişanlık aleminde.
Nasıl cezalandırılacağını ve nasıl mükafatlandırılacağını biliyorsun.
Aşağıda demir rengi taşların içinde, delikler fark ettim.
Hepsi yuvarlak ve aynı ölçüdeydi. Benim aklımda
kaldığı kadarıyla,
San Giovanni’ nin önündeki taşların boyutunda, ne daha dar, ne de daha genişti
Vaftizhaneye gelen papazları korumak için inşa edilmişti;
O taşlardan birini çok değil, kısa bir zaman önce,
Boğulmakta olan bir çocuğu kurtarmak için kırmak zorunda kalmıştım.
Çukurlara baş aşağı gömülen günahkarların yalnızca bacakları görülüyordu
Ayak tabanları ateşten yanıyor, bacaklarını
çekiyorlardı.
Ustama sordum:
“O en çok debelenen kim? Ateşler ona hücum ediyor.”
“Oraya gitmek istersen, kendisine sorup öğrenebilirsin” dedi.
“Siz nasıl isterseniz öyle yapalım, benim ne düşündüğümü söylemesem de
biliyorsunuz.”
Böylece dördüncü çukura indik. Kayalardan
inerken, Ustam beni sırtında taşıdı.
Taa ki -bacakları ceza görenin- yanına varıncaya kadar.
"Baş aşağı sarkıtılmış olan ruh, (Papa 3. Nicholas)
Buraya kazık gibi dikilmişsin, bu vaziyette konuşabilirsen konuş,
benimle"
Kiralık katilin son duasını yaptıran bir papaz gibi, günahkarın yanında
konuşuyordum.
Papazlar, katille konuşarak, mahkûmun infazını bir dakika geciktirir.
“Ne, Boniface sen misin? Vaktinden evvel mi geldin buraya?
Falcının hesabı birkaç sene yanlış çıktı o zaman.
Altını gümüşü çaldın hazineni doldurdun
Güzel Hanımı -Kiliseyi- kandırdın, kendi keyfin için yaraladın"
Şaşkınlık içindeydim, alay karşısında ne diyeceğini bilemeyen biri gibi
kalakalmıştım,
Virgil “konuş onunla, zannettiği kişi olmadığını söyle” dedi. Ustamın
dediği gibi yaptım.
Ayakları öfkesinden delice sağı solu tekmeledi. Hıçkırıklarla ağlayarak;
“Ne istiyorsun benden o zaman?
Benim kim olduğumu merakından, taa buralara kadar geldiğine göre,
Soruna cevap vereyim: Cüppelilerdendim ben, büyük cüppeyi taşıyan.
Orsa’ nın oğluydum, kurnazlıkla Orsiniyi (ayı yavrularını) korudum
Onun için, zenginlik peşinde koştum ve kendimi burada buldum.
Benim başımın altında bu çukura benden önce atılanlar var.
Kiliseye ait makamları alıp satanlar,
O benden sonra gelen sahtekâr (Papa 8. Boniface) buraya atıldığında,
Bende çukurun dibine itileceğim. Ayaklarım epeyce yandı.
O da baş aşağı bu çukura çakılacak ve dünyada onun yerine gelen,
Daha beter işler yapacak. Yeni bir Jason Maccabees olacak,
O nasıl istediğini Kral Antiochus’a yaptırdıysa,
Clement ’da, Fransız Kralına istediğini yaptıracak.”
O sözlerini bitirdiğinde fazlaca sert bir cevap verdim:
“Tabii. Efendimiz Aziz Peter’a anahtarları verirken ne kadar para
istemişti?
Söyle bana! O para, pul istememişti, yalnızca “benim izimden git " demişti.
Ne Peter, ne de ondan sonra gelenler altın gümüş peşinde değillerdi,
Kal olduğun yerde; bu çukur sana yaraşır!
Servetinle Charles d’Anjou' ya kafa tutmuştun. Şimdi o serveti iyi koru!
O anahtarların sahibi olduğun için, daha ağır konuşmaya dilim varmıyor
Senin bu açgözlülüğünün cezasını bütün dünya çekti;
İyileri yolundan şaşırttın, kötüleri azdırdın. Aziz John bu günleri görmüş,
Irmak kıyısında Kralların kucağına oturanları anlatmıştı.
Altın, gümüş senin Tanrındır. Paganlardan ne farkın var senin?
Puta tapan bir puta tapıyor, sen hepsine birden tapıyorsun.”
Ah Constantine, armağanın ne kötülüklere yol
açtı!
Ben böyle konuştukça öfkesinden debelenip durdu,
Kim bilir, belki de vicdan azabıyla perişan oldu; artık nasıl olsa fark etmez.
Ustam herhalde memnun olmuştu benim bu sözlerimden,
Bakışlarıyla beni tasvip ettiğini gösterdi. Her kelimesini dikkatle
dinlemişti.
Gene yaklaştı, beni kucaklayıp, kayalıklardan yukarı çıkardı,
Köprüye gelinceye kadar, hiç yorulmadan taşıdı beni
O kadar dikti ki; tırmandığımız kayalar, keçi bile zor tırmanırdı buralardan.
Köprünün
üzerinden bir sonraki çukura baktım...
YORUM
İncil’in
“Elçilerin İşleri” bölümünde Büyücü
Simon’dan bahsedilir. Simon elçilerin yanına gelerek Hristiyanlığı öğrenir, bu
yeni dini kabul ederek vaftiz olur. Hazreti
İsa’nın havarilerinden biri olan Aziz Peter, Kutsal Ruh’ la kutsanmaları için
inananların üzerine elini koyarak dua eder. Böyle bir gücün kendisinde de
olmasını isteyen Simon, Aziz Peter’e para teklif eder. Bunun üzerine Peter onu
azarlar. “Paranda pulun da senin olsun. Tanrı’nın armağanı parayla satılmaz.
Hemen tövbe et” der. Simon bu durumdan utanarak, “bana dua edin, başıma
bu günahımdan dolayı kötü bir şey gelmesin” der. Bu olaydan sonra kiliseye
ait değerleri parayla alıp satanlara Simoniyak denir. Orta çağda
kilisede görev almak için, kardinal veya papa olmak için bazıları rüşvet
veriyor veya türlü yolsuzluklar yapıyordu. Dante bu bölümde böylelerinin nasıl
cezalandırıldığını gösteriyor. Aziz Peter’in ismi de Hz. İsa tarafından
değiştirilmeden önce Simon idi. Hz. İsa ona “kaya” anlamına gelen Peter adını
vermiştir. Bu durumda biri iyi, diğeri kötü niyetli iki Simon’un diyalogu
İncil’de anlatılmış oluyor. Dante, kendisini Aziz Peter’in yolundan giden iyi
bir Hristiyan, devrin papalarını ise Büyücü Simon’ un yolundan giden kötü
niyetli kişiler olarak görüyor.
Boniface’ın
suçu Fransız Kralına yakın olması ve Floransa’da Siyahlar partisini
desteklemesi. Boniface’ın Fransız Kontu ile yaptığı anlaşma sonucu, Fransızlar
da Floransa’nın iç işlerine karışmış, Siyahları iktidara getirerek, Beyazların
sürgün edilmesine yol açmış. Durum böyle olunca Boniface Dante’nin baş düşmanı
oluyor.
Dante
burada Floransa vaftizhanesinde olmuş bir olayı hatırlıyor. Vaftiz yapılan
havuz mermer taşlardan yapılmış fakat üzerinde kullanılmadığı zaman suyun
üzerini örtmek için bir tahta kısım varmış. Orada oynayan çocuklardan biri suya
düşüp boğulma tehlikesi geçirince Dante çocuğu kurtarmış, kurtarırken herhalde
bu tahtadan olan kısımda bir yer kırılmış. Vaftizhanenin suyu kutsal su kabul
ediliyor. Bu durumda istemeden de olsa kutsala el uzatmış oluyor. Böyle bir
hadise var. Bunu hatırlatmasının sebebi, Papaların davranışlarını da “kutsala el uzatma” olarak görüyor, kendisi
de papaları Cehennem’de göstermesinden dolayı eleştirileceğini biliyor ama
nasıl çocuğu kurtarmak için vaftizhanenin suyuna el uzattıysa, kiliseyi
düzeltmek için papaların yanlışlarını söylemekde bir mahsur görmüyor.
Bir önceki bölümde kendi kız kardeşini Marki’ ye satan Bolonyalı Venedico’ nun pişmanlığını görmüştük. O, bu sahneye hazırlık idi. Bu bölümde de Kilise İsa’ nın gelini gibi görülüyor. Bu masum ve her türlü erdeme sahip güzel hanım para için alınıp satılıyor. Böyle yapanlara Dante lanet okuyor.
Floransa’da, katilleri toprağa canlı olarak, baş aşağı gömerek infaz etme adeti varmış. Bu esnada suçlu, çukura baş aşağı sarkıtıldığında yanına bir papaz geliyor çukura doğru eğilerek mahkûma son duasını yaptırıyor. Bu sayede ölüm birkaç dakika gecikmiş oluyor. Şimdi roller değişmiş Papa Nicolas baş aşağı çukura gömülmüş Dante başına gelmiş, ona kim olduğunu soruyor. Nicolas da adeta günah çıkartırcasına başına gelenleri anlatıyor. Nicolas’ın aile adı Orsini ayı yavrusu demek. Ayı’nın oğluydum, ayı yavrularını gözettim diyor. Akrabalarına bazı olanaklar sağlamış mevkiini kullanarak.
Papalığı döneminde Sicilya'da Charles D'Anjou yönetimine karşı ayaklanmalar olmuş.sim
Fransa
Kralıyla aralarında bir çıkar ilişkisi var. Clement papalığı Fransa’nın Avignon
eyaletine taşıyan Papa. Bu yüzden “papalığı Roma’dan Avignon ’a taşıdı, Roma’
nın boynu bükük kaldı” diyerek Dante Clement ’ı başka bölümlerde de
eleştiriyor. (Avignon
Papalığı: 1309- 1376) Dante’ nin
zamanında papalık yapmış. 1300 yılında henüz ölmemiş ama Nicolas’ ın ifadesine
göre, ölünce buraya gelecek, aynı yere baş aşağı gömülecek.
Su kıyısında kralın kucağında oturan...
Bu söz aslında pagan devri Roma’ sı için söylenmiş.Hristiyanlara karşı eziyet eden hükümdarlar kastediliyor.İncil'İn vahiy bölümünde geçen bir ifade. Dante bunu çevirmiş, kiliseyi imparatorların emrine verdikleri için Papaları kralın kucağında oturan bir kadına benzetiyor.
Comments
Post a Comment